Okul Müfredatlarına İklim Krizini ve Yaratıcılarını da Ekleyelim. Mustafa AKGÜL.Eğitimci-Yazar.

Online,hibrit,canlı diyerek bitirdiğimiz eğitim öğretim yılını, orman yangınları,seller gibi afetlerle geçen yaz aylarından sonra nihayet yüz yüze eğitimle açtık. Umarız herşey yolunda gider de yine kesintiye uğramadan sağlıklı bir eğitim öğretim dönemi geçiririz.
İklim krizinin etkisini aşırı hava olayları ve orman yangınlarıyla hissettiğimiz yaz ayları, gençlerde okul da iklim krizlerini öğrenmek isteği yaratıyor.Gençlerin bu talebinde yanlarında olmak için,iklim krizinin okul müfredatına eklenmesi isteğle, genç iklim aktivistlerinden oluşan Youth for Climate Türkiye (İklim için Gençlik) bir kampanya başlattı.
Ülkemizde mevcut eğitimimiz iklim değişikliği açısından yeterli bilgi birikiminde değil. Öğrenciler, iklim değişikliğinin etkileriyle yüzleşmeye hazırlanmadığı veya çözümlerin öğretilmediği gibi, doğayla bağ kurmalarını sağlayacak empati duyguları da bu sebeplerden dolayı gelişmiyor.
Ama bunu değiştirebilir,farkındalık yaratabiliriz.
İklim değişikliğinin müfredatta öğretilmesi, gelecek nesillerin, yaşam şartlarına uyum süreci ve geleceğin yeşil işleri için gerekli bilgi ve becerilerle donatılması gerekiyor. Bu eğitim her gence daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir topluma katkıda bulunma yetisi verecektir.
2019 yılında Çocukların Çevre Hakları Girişimi ’CERI’, Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuk Fonu ’UNICEF’ ve Genç İklim Hareketi ‘YOUNGO’ tarafından hazırlanan ve 12 ülke tarafından imzalanan “Çocuklar, Gençlik ve İklim Eylemi Bildirgesi”, iklim değişikliği ve çevre eğitimi çağrısının ve sağlıklı bir çevre hakkı da dahil olmak üzere çocuk haklarının altını çiziyor.
Paris Anlaşması’nın 12. maddesi, tarafların iklim eğitimi, öğretimi, kamu bilincini, halkın katılımını ve iklim değişikliği hakkındaki bilgilere halkın erişimini artırmak ve güçlendirmek için işbirliği yapmalarını taahhüt ediyor.
Tüm bu verilere uygun olarak taleplerimiz şöyle:
İklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve biyolojik çeşitlilik üzerine mevcut en iyi bilim ve verilere dayalı eğitim, yaygın olarak her sınıf düzeyinde sağlanmalıdır. Okul ve üniversite binaları ve kampüsleri, müfredat oluştururken sürdürülebilirlik konusunda örnek teşkil etmelidir.
Tüm okul çağındaki gençlere ve çocuklara yaşlarına bakılmaksızın iklim acil durumu ve ekolojik krizle ilgili kapsamlı ve güncel eğitim verilmesi sağlanmalıdır. Bu tür bir öğretim yaşanmakta olan kriz ve sonuçlarını hafifletmek, bunlara uyum sağlamak, tüm gençlere krizin kapsamını, doğasını ve yapısal nedenlerini anlamalarını sağlamak için ihtiyaç duydukları bilgileri verecek şekilde uyarlanmalıdır.
Tarafsız iklim bilimi ve verilerine ücretsiz erişim sağlamak için ulusal yasalar uygulanmalı ve iklim acil durumu ve ekolojik krizle ilgili yanlış iddialarda bulunanlara karşı yasal tazminat uygulanmalıdır.
Gençlerin çözüm odaklı, eşitlikçi, yaratıcı yetileri göz önünde bulundurularak, eğitim müfredatı hazırlık ve karar alma sürecine dahil edilmeleri gereklidir.
Tüm okul çağındaki gençlere ve çocuklara yerli halkların bilgi ve uygulamalarını da içeren (ancak bunlarla sınırlı olmayan) doğa ile bağlarını öğrenme fırsatı sağlanmalıdır.
Kar hırsıyla doğayı,suyu,toprağı,ağacı,ormanı,havamızı ranta çeviren kapitalizmin egemenliği sürdükçe ,iklim krizleriyle yaşanabilir doğanın tükenişi aynı hızda devam edecektir.
Kaynak:change .org
#MustafaAkgülEğitimciYazar
#OkuyalımOkutalımFarkındaOlalımTÜRKİYEM.
#KaranlıklarBitecekGüneşDoğacakBİRGÜN
mustafaakgul06@gmail.com