Türkiye ye Selefi bir Arapçalaşma “projesi mi dayatılıyor?

Türkiye ye Selefi bir Arapçalaşma “projesi mi dayatılıyor?
Osmanlı Sultanlığı döneminde dahil, hiçbir zaman olmadığı kadar Türkiye’yi Selefi bir anlayışla Arapçalaştırma sürecine dönüştüren bir proje uygulanmaya mı başladı acaba?
*
AK Parti iktidarıyla birlikte daha doğrusu tek adam rejimi ile Türkiye’de dinbazlık yükseliyorken ,beraberinde Ümmet anlayışına dayanan düşünce ve buna koşut olarak da Arapçılık güç kazanıyor gibi.
AK Parti hükümetleri döneminde Arap dünyasından gelen turist sayısından tutun da, Arap göçmenlere kadar her alanda Arapların ve Araplığın etkisini her zamankinden daha yoğun hissediyoruz. Özellikle Suriye kriziyle birlikte Türkiye’ye gelen 4 milyona yakın sığınmacının Türkiye’de kalıcı olduğu anlaşılıyor. Bu durum Türk eğitim ve sağlık sistemini de sarsıyor. Giderek kökü kazınan bir çok bulaşıcı Hastalıkları tekrar görülmeye başlandı. Arapça eğitimi ve öğretimi ilkokul 2. Sınıfa kadar indiriliyor. Arapça eğitim yapan okullar açılıyor. Türkçeyi Arap harfleriyle yazma yani Osmanlıca tartışmasını da bu çerçevede değerlendirmek mümkündür. Suriyeli göçmenlerin çocuklarının özellikle İmam Hatip Okullarına yönlendirildiğini yahut tümüyle Arapça eğitim yapan yeni okulların açıldığını görüyoruz. Bu durum Türkiye’deki Araplaşma eğilimine güç kazandırmışa benziyor.
Sol Medya olarak yaptığımız araştırmalarda sağlık ocaklarında ve mültecilerin yoğun olduğu birimlerde sağlık bakanlığı aşı kartlarında Arapça yazılması, akıllara acaba AKP yavaş yavaş, ısıta ısıta Türkiye ‘yi Araplaştırma çabası içinde mi diye düşünmemiz neden oluyor dersiniz. Bu gidişe kim dur diyecek?
Türkçeyi kullanma zorunluluğu
10 Nisan 1926 tarihinde kabul edilerek, 22 Nisan 1926 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren çok önemli bir yasa bulunmaktadır. “İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun” adını taşıyan bu yasaya göre, “Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler, Türkiye dâhilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar.” Madde 1.
Bu zorunluluk, yabancı şirket ve müesseseler için, Türk müesseseleri ile Türkiye uyruğunda olan kişiler ile muhabare, muamele ve temaslarına ve devlet kurumlarına ibraz zorunluluğunda bulundukları evrak ve defterlerine hasredilmiştir. Madde 2
Yine bu kanuna göre yabancı şirket ve müesseseler yazışma ve işlemlerinde Türkçeden başka bir lisanı dahi ayrıca kullanabilirlerse de asıl olanın Türkçe olduğunu, sorumlu imzaların Türkçe metin üzerine atılması gerektiğini hükme bağlamaktadır. Bu kurala rağmen imza diğer lisanla yazılmış kısım veya nüshanın altına atılmış olsa dahi Türkçesi muteberdir.
Bu düzenlemelere uymamanın yaptırımı ise kanunun 4. maddesinde, bu kanuna aykırı olarak düzenlenmiş olan işlem ve belgelerin şirket ve müesseseler lehine dikkate alınmaması şeklinde belirlenmiştir.
Kanunun 7. maddesi ayrıca bu kanuna aykırı hareket edenlerin yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılmasını öngörmüştür.